16 Eylül 2013 Pazartesi

ATATÜRK İLKELERİ

ATATÜRK İLKELERİTürk inkılâbının dayandığı temel ilkeler Atatürk ilkeleridir. Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Lâiklik, İnkılâpçılık ve Devletçilik, 5 Şubat 1937'de 1924 Anayasasının ikinci maddesinde bir değişiklik yapılarak Türk Devleti'nin temel nitelikleri olarak kabul edilmiştir.
Atatürk ilkeleri birbirine bağlı ve birbirlerini tamamlayan düşüncelerden oluşur. İlkelerin amacı, Türk milletinin refah düzeyi en yüksek bir millet olarak varlığını sürdürmesidir.

Cumhuriyetçilik: Cumhuriyet bir devlet biçimidir. Devlet şekli olarak; egemenliğin toplumun tümüne ait olduğu bir devlet demektir. Cumhuriyet yönetiminde, seçme ve seçilme hakkının tüm vatandaşlara tanınıp uygulanması temel ilkelerindendir.
Gerçek Cumhuriyet demokratik hayatla gerçekleşir. Cumhuriyette millet yöneticileri belirli bir zaman seçer, süre bitince ya görevinde bırakır, ya da onları görevinden uzaklaştırır.
Cumhuriyetimizin genel yapısı üç ana birimden oluşur. Yasama, yürütme ve yargıdır. Bu üç ana birim milletten kaynaklanan egemenlik yetkisini Türk Milleti adına kullanırlar.
Yasama; kanun yapan, değiştiren güç olup Türk Milleti adına TBMM tarafından yerine getirilir.
Yürütme; Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılır.
Yargı; Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
Cumhuriyetle kişinin hak ve özgürlükleri güvenceye alınabilir. Çünkü cumhuriyet öncelikle vatandaşların eşitliğini ve devlet yönetimine eşit olarak katılma hakkını getirmiştir. Atatürk, Cumhuriyetçilik ilkesini Türk inkılâbının birinci ilkesi kabul edilmiştir. Cumhuriyetçilik anayasamızda değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez birinci maddedir.

Milliyetçilik: Milliyetçiliğin en önemli unsuru millet olmaktır. Millî birlik ve beraberliği sağlama konusundaki ilk temel ilkesidir. Türk milliyetçiliği halkçılıkla birlikte yürür. Atatürk milliyetçiliği, Türk milleti bağımsız, demokratik bir toplum düzeni içinde çağdaş uygarlığın en üst düzeyine ulaştırmayı hedefler. Atatürk milliyetçiliği, belli bir ırka, mezhebe dayanmayan kendini Türk gören herkesi Türk olarak kabul eder. Bu nedenle ayırıcı değil birleştiricidir. Akılcıdır, bilime dayanır. Milli birliğin temeli milliyetçiliktir.

Halkçılık: Bir milleti oluşturan insanlar halk denir. Halkçılık; cumhuriyetçilik ve milliyetçilik ilkelerinin sonucudur. Atatürk'ün halkçılık ilkesinde herkes kanun önünde eşittir. Bir toplumsal gruba, zümreye ayrıcalık tanınamaz.

Devletçilik: Devlet; toplum hâlinde bir ülkede yaşayan insanların aralarındaki düzeni sağlayabilmek ve yürütebilmek amacıyla oluşturdukları bir siyasî güçtür. Hükümet devletin yürütme gücünü oluşturur.
Devletçilik toplumsal düzeni devam ettirmek için ekonomik, kültürel ve sosyal alanlarda yaptığı uygulamalardır. Devletçilik Halkçılığın tamamlayı-cısıdır. Devletçilik yeterli sermayesinin olmaması üzerine devletin ekonomiye müdahalesi şeklinde uygulanmıştır.

Lâiklik: Lâiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılarak devletin din ve vicdan özgürlüğünü gerçekleştirirken tarafsız olmasıdır.
Değişik inançlara sahip olanlar bir arada güvenle laiklik sayesinde yaşarlar. Laiklik kişi özgürlüğünü de sağlar. Lâiklik millî egemenliği gerçekleştirmiştir. Halkın kendi kendini yönetmesi lâik bir toplumda mümkündür. Millî birlik ve beraberlik lâiklikle güçlenir. İnançlarına bakılmaksızın yasalar önünde herkes eşittir. Ayrıca Laiklik sayesinde diğer devletlerin ülkemizdeki Müslüman olmayanları bahane ederek iç işlerimize karışmaları da önlendi.
İnkılâpçılık: Zamanın gerisinde kalmış kurumların yerine gelişmeyi sağlayacak kuruluşların getirilmesi esasıdır. İnkılâpçılık akıl, bilim ve teknolojinin ışığında sürekli gelişmek, yenileşmek çağdaş uygarlık seviyesine gelmektir.

Bütünleyici İlkelerAkılcılık, bilimsellik, millî birlik ve beraberlik, bağımsızlık ve özgürlük, barışçılık, millî tarih bilinci, insan ve insan sevgisi, vicdan ve düşünce özgürlüğüdür.
Atatürk ilke ve inkılâpları Türk milletini çağdaş ve uygar bir devlet hâline getirmeyi amaçlamıştır. Bizler de; hür, bağımsız olarak çağdaş bir toplum oluşturacak, ileri ülkeler içinde yer almak istiyorsak bu ilke ve inkılâpları benimsemeli ve sonsuza dek yaşaması için çalışmalıyız. Çünkü iç ve dış tehditlere karşı millî bütünlüğümüzü bu ilke ve inkılâplarla koruyabilir ve Atatürk'ün de dediği gibi Cumhuriyetimizi ilelebet muhafaza ve müdafaa edebiliriz.

ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ POLİTİKA

ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ POLİTİKA"Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesine dayanır. Yayılmacı olmayan bir politika izlenmiştir.

Musul Sorunu: Sorun Milletler Cemiyeti'nde görüşülürken Türkiye Cumhuriyeti Şeyh Sait isyanıyla da uğraşmak zorunda kaldı. İngiltere Şeyh Sait isyanını destekledi. 5 Haziran 1926 Ankara Antlaşması yapılarak Türkiye - Irak sınırı son şeklini aldı.

Yabancı Okullar Sorunu: 1926'da kabul edilen Maarif Teşkilâtı Kanunu ile yabancı okullarda Türkçe, tarih, coğrafya dersleri Türk öğretmenleı tarafından okutulması kabul edildi.

Nüfus Mübadelesi: Lozan Barış Antlaşma-sı'nda yer alan Türkiye Cumhuriyeti içindeki Rumlarla Yunanistan'daki Türkler (Batı Trakya ve İstan bul'dakiler hariç) karşılıklı değiştirilecektir. Lahe) Adalet Divanı'nda kesin çözüme ulaşmadı 1926'da bir antlaşma yapıldı. 1930'da Dostluk Ant laşması yapıldı. Bu da Balkan Antantı'na zemir hazırladı.

MİLLETLER CEMİYETİNE GİRİŞ (18 Tem muz 1932)Bu cemiyet I. Dünya Savaşı'nın sonunda barı şın devamı için kurulmuştur. Milletler Cemiyeti'niı daveti üzerine bu kuruluşa girdik.

Balkan Antantı (9 Şubat 1934): Almanya'mı ve İtalya'nın saldırgan tutumları üzerine Balkaı devletleri (Türkiye Cumhuriyeti, Yunanistan, Yı goslavya, Romanya arasında) sınırlarını güvene altına almak için birleşmişlerdir.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi (20 Temmuz 1936): Dünya barışının İtalya ve Sovyetler'in saldırgan politikaları nedeniyle Milletler Cemiyeti'nin verdiği garantinin yetersiz olması sonucunda imzalandı. Önemi; Boğazlar komisyonu kalktı ve Boğazlarda tam hâkimiyet sağlandı.

Sadabat Paktı (8 Temmuz 1937): İtalya'nın bu bölgeye saldırgan tutumları üzerine Türkiye Cumhuriyeti, Irak, iran, Afganistan arasında bölgede barış ve güvenliğin sağlanması için yapılmıştır.
Hatay'ın Anavatana Katılması (30 Nisan 1939): 1921 Ankara Antlaşması'yla Hatay Özerk Yönetimi kurulmuştu. Suriye bağımsız olunca Milletler Cemiyeti gözetiminde seçimler yapıldı. Hatay Bağımsız Devleti kuruldu. Hatay Meclisi 29 Haziran 1939'da Türkiye Cumhuriyeti'ne katılmayı kabul etti.
II. DÜNYA SAVAŞI (1939-1945) Sebepleri:
I. Dünya Savaşı'nda mağlup olan devletlere, galip devletler çok ağır şartlarda antlaşma imzalatmıştır. Yenilen devletllerden olan Almanya'nın rahatsız olması
*italya'nın I. Dünya Savaşı'ndan galip çıkmasına rağmen, mağlup gibi muamele görmesi ve bunu İtalya'nın kabul etmemesi.
*Japonya'nın çok büyük bir imparatorluk kurma arzusu.
I. Dünya Savaşı'nın ardından çizilen sınırlar sırasında Milliyetçilik duygularına önem vermeden çizilmesi.
II. Dünya Savaşının Sonuçları:Demokrasi- Diktatörlük mücadelesinde demokrasiyi savunanlar kazanmıştır. (Rusya hariç)
Rusya, komünizmi Çin ve Doğu Avrupa'ya taşımıştır.

*Sömürgecilik ağır darbe aldı
Irkçı akımla etkisini kaybetti
Yeni devletler kuruldu, Hindistan, Mısır, Libya, Cezayir, Pakistan., gibi)
İsrail Devleti, Filistin topraklarında kuruldu. Almanya 2'ye ayrıldı.
* Rusya ve ABD süper güç olarak çıktı.Türk, Amerikan ilişkileri gelişti.

ATATÜRK İNKILÂPLARI

ATATÜRK İNKILÂPLARI
Hukuk Alanında:
 Osmanlı hukuk sisteminde özellikle kadın haklarında eksikliklerin bulunması ve hukuk birliğinin bulunmaması İsviçre Medeni Kanunu'nun kabul edilme nedenleridir. Kanun;  Kadınlara verilen haklar bakımından kapsamlı
olması,
Avrupa'nın en son ve pratik kanunu olması,Türk toplumunun yapısına uygun olması nedeniyle kabul edilmiştir. Böylece ülkede hukuk birliği sağlandı. Resmî nikâh zorunluluğu geldi.
Eğitim - Kültür Alanındaki İnkılâplarOsmanlı Devleti'nde dini eğitim veren mahalle mektepleri ve medreseler yanında batı tarzında eğitim veren okullar vardı.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu (3 Mart 1924):Medreseler kapatılarak ilkokul mecburî hâle getirildi. Bütün eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanarak eğitim birliği ve eğitimde eşitlik, millîlik ve lâiklik sağlandı.
Latin Harflerinin Kabulü (1 Kasım 1928):Arap harflerinin daktilo ve matbaacılık tekniklerine ters düşmesi ve Arap harflerinin Türkçe ifadelere uymaması nedeniyle okur yazar oranı düşüktür.
Sonucu; Batı ile olan ilişkilerde, Batı kültürüne yakınlaşıldı. Okur yazar oranı arttı.
Türk Tarih Kurumu (Nisan 1931): Türk tarihini araştırarak Türkler hakkındaki asılsız iddiaları çürütmek, Türk tarihinin zenginliğini ortaya çıkarmak amacıyla kuruldu. Bu kurum millî kültür ve bilincin gelişmesinde önemli bir adımdır.
Türk Dil Kurumu (12 Temmuz 1932): Türkçe-yi etkisi altında bulunduğu dillerden arındırarak, Türk dilinin zenginliğini ortaya çıkarmak ve dilde millîleşmeyi sağlamak için kuruldu.
TOPLUMSAL HAYATIN DÜZENLENMESİTekke, zaviye ve türbelerin kapatılması 30 Kasım 1925 (Laiklik ilkesiyle ilgilidir),
Kılık kıyafetin düzenlenmesi 25 Kasım 1925 (Laiklik ilkesiyle ilgilidir, Avrupa'ya uyum sağlamak içindir),
Milâdi Takvim 26 Aralık 1925'te kabul edildi. 1 Ocak 1926'da uygulandı (Avrupa'ya uyum sağlamak için uygulandı).
Ölçü, birimler 1931 (Avrupa'ya uyum sağlamak için uygulandı),
Hafta tatilinin pazar gününe alınması 1935 (Avrupa'ya uyum sağlamak için uygulandı),
Soyadı kanunu 1934'te kabul edildi. (Halkın arasında eşitliği sağlamak için uygulandı, Halkçılık ilkesi ile ilgilidir.)
Kadın hakları: Belediye seçimlerine katılma 1930, muhtar seçilme 1933, milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındı (1934).
Ekonomik Alanda Yapılan İnkılâplarİzmir İktisât Kongresi (18 Şubat - 4 Mart 1923): Ekonomik kalkınma için hedefi ve gerekli yöntemleri belirlemek için yapıldı. 4 Mart 1923'te Misak-ı İktisâd (Ekonomik And) kabul edildi.
1927'de Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarıldı.
1934'te Plânlı Ekonomi'ye geçildi
ilk Birinci Beş Yıllık Kalkınma Plânı uygulandı (1934 - 1939). Böylece Devletçilik ilkesi uygulanmaya başlandı. Ancak ikinci Kalkınma Plânı II. Dünya Savaşı yüzünden uygulanamadı.
- Sümerbank, Etibank ve Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) kurulmuştur.

Tarım Alanındaki Yenilikler: Köylü üzerinde ağır bir yük olan aşar vergisi kaldırıldı (1925). Tarım kredi kooperatifleri kurularak bölgelere göre ürün yetiştirilmesine ağırlık verildi.
Ticaret Alanındaki Yenilikler: iş Bankası (1924) kuruldu. 1 Temmuz 1926 Kabotaj Kanunu çıkarıldı.

LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI

LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI (24 Temmuz 1923)a. Kapitülasyonlar
b. Doğu'da Ermeni devletinin kurulması
SINIRLAR
Sovyet Sınırı: 
Kars Antlaşması'yla çizilen yer kabul edilmiştir.
Suriye Sınırı: Fransızlarla imzalanan Ankara Antlaşmasındaki sınır kabul edildi.
iran Sınırı: 1639 Kasr-ı Şirin Antlaşmasıyla çizilen sınır küçük değişikliklerle kabul edilmiştir.
Irak Sınırı: Musul üzerinde anlaşma olmadı. İngiltere ve Türkiye kendi aralarında daha sonra görüşeceklerdi.
Batı Sınırı: Doğu Trakya bize geri verildi. Karaağaç ve yöresi de Yunanistan'dan alınacak savaş tazminatına sayıldı. Ege adalarının Türk sınırına yakın olanlar da asker bulundurulmayacaktı.
Yunan Sınırı: Mudanya Ateşkes Antlaşması'yla
Bulgar Sınırı: Balkan Savaşlar'ının ardından
Bulgaristan'la imzalanan İstanbul Antlaşması'yla çizilmiştir.
Kapitülâsyonlar: Her türlü kapitülâsyonlar tüm sonuçlarıyla birlikte kaldırıldı.
Azınlıklar: Bütün azınlıklar Türk uyrukludur. Hiçbir ayrıcalıkları yoktur. Batı Trakya'daki Türklerle İstanbul'daki Rumlar dışında, Anadolu ve Doğu Trakya'daki Rumlar ve Yunanistan'daki Türkler değiş tokuş edilecektir.
Savaş Tazminatları: I. Dünya Savaşı nedeniyle bizden istenen savaş tazminatından vazgeçildi. Yunanistan savaş tazminatını ödeyemediğinden karşılığında Karaağaç'ı bize bırakmışlardır.
Devlet Borçları: Faizler rededildi. Ana para ödendi. Borçlar Osmanlı imparatorluğu'ndan ayrılan devletlerle aramızda bölüşüldü. Bize düşen bölümü düzenli taksitlere bağlanarak kâğıt para esasına göre ödenmesi sağlandı.
Patrikhane: istanbul'dan uzaklaştırmak istesek de uzaklaştıramadık.
Boğazlar: Boğazlar bize geri verildi. Ancak geliş gidiş serbest olacak ve bu Milletler Cemiyeti denetiminde, başkanının Türk olduğu uluslar arası bir komisyon düzenleyecekti. Boğazın her iki yakası da askerden arındırılacaktı.
Yabancı Okullar: Tamamı Milli Eğitim'e katılmıştır. Tarih ve Türkçe öğretmenleri Türk olacaktır.

Lozan'da Çözümlenemeyen SorunlarBoğazların uluslar arası komisyonun denetimine bırakılması ulusal egemenlik haklarını zedelemiştir. Bu durumu, 1936'da Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile giderildi. Hatay'ın alınamaması (Hatay meclisi aldığı kararla Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlanmasıyla sorun çözüldü). Musul'un alınamamasıdır.

Lozan Antlaşmasının ÖnemiYeni ve bağımsız Türk Devleti'nin siyasî varlığı tüm milletlerce resmen kabul edildi. Günümüzde hâlâ geçerliliğini korumaktadır.
Yorum: Bağımsızlık mücadelemizin başarıyla sonuçlanması, sömürge altında bulunan milletleri harekete geçirmiştir.

CUMHURİYETİN İLANI (29 EKİM 1923)TBMM açıldığında rejimin adı ortam elverişli olmadığından konulmamıştır. Böylece, devlet başkanlığı sorunu çözülmüş, kabine sistemine geçilmiş, devletin rejimi ve adı belli olmuştur. Cumhurbaşkanı ve başbakanlık oluşturulmuştur.

ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇİŞ DENEMELERİ
Cumhuriyet Halk Fırkası (9 Ağustos 1923):
Yapılacak inkılâpların halka maledilmesini isteyen Mustafa Kemal tarafından kuruldu. Cumhuriyetin ilk siyasî partisi olan bu parti, devletçilik ve halkçılık ilkesini benimsemiştir, ismi, ilk kurulduğunda Halk Fırkası idi. 1924'te Cumhuriyet Halk Fırkasına dönüştü.
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (17 Kasım 1924 - 5 Haziran 1925): İnkılâpların yapılması sırasında fikir ayrılığına giren Kâzım Karabekir, Ali Fuat Paşa, Rauf Orbay, Adnan Adıvar Cumhuriyet döneminin ilk muhalefet partisini kurdular. Ekonomide devletçiliğe karşı liberalizmi savundular. Parti "Dini inançlara saygılıdır" prensibi ile, Şeyh Sait İsyanı'nda oynadığı rol nedeniyle kapatılmıştır.
Şeyh Sait İsyanı (13 Şubat 1925): Musul görüşmelerinin yapıldığı sırada ingilizlerin kışkırtmaları ile çıkmıştır. Rejime ve lâikliğe karşı ilk isyandır. Takrir-i Sükun Kanunu çıkartılıp istiklâl Mahkemeleri kuruldu.
Yorum: Türk halkının henüz demokrasiye hazıı olmadığı anlaşılmıştır.

Serbest Cumhuriyet Fırkası (12 Ağustos 1930): Mustafa Kemal isteğiyle çok partili hayatî geçiş ve demokrasiyi gerçekleştirmek amacıylc kuruldu. Ekonomide liberalizmi savundular. Part içine yine lâikliğe ve rejime karşı olanlar sizine? Fethi Okyar partiyi 18 Aralık 1930 günü feshetti.
Menemen Olayı (23 Aralık 1930)
Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kapatılması üzerine inkılaplara karşı olanlar tarafından Lâik düzeni yıkmak için çıkmıştır. Suçlular İstiklâl Mahkemelerimde yargılandı. Ayaklanmayı bastırmak isteyen Asteğmen Kubilay öldürülmüştü. Böylece kurulan iki parti (Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile Serbest Cumhuriyet Fırkası), çok partili hayata geçiş için ortam elverişli olmadığından 1946'ya kadar ülkeyi tek parti yönetti.

Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
Saltanat yanlılarının halifeliğin etrafında toplanması, Son halife Abdumecid Efendi'nin devlet işlerine karışması, halifelik makamının cumhuriyetçilik, milliyetçilik ve lâikliğe bağdaşmamasıdır. Sonucunda, inkılâpların yapılmasındaki engel kalktı. Lâik düzen için atılan ilk adımdır.

1924 Anayasası
ilk anayasa olağanüstü şartlara göre hazırlanmıştı. Bu yüzden yeni bir anayasaya ihtiyaç vardı.
Buna göre;
* Cumhurbaşkanı meclis üyeleri içinden dört yılda bir seçilir. Cumhurbaşkanı da milletvekilleri arasından başbakan ve meclis başkanını seçer.
1963 yılına kadar yürürlükte kalmıştır.
* Devletin dini İslamdır maddesi getirilmiştir. Yargı maddesi, bağımsız mahkemelere bırakılmıştır.

KURTULUŞ SAVAŞI CEPHELER

KURTULUŞ SAVAŞI CEPHELER
Doğu Cephesi (3 Aralık 1920):
 ilk Savaşılan cephedir. Kâzım Karabekir Ermeniler'e karşı kazandığı zafer üzerine Gümrü Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma TBMM'nin uluslar arası alanda imzaladığı ilk antlaşmadır.

Güney Cephesi: Düzenli birliklerden yardım alınmadan Kuvay-i Millîye birlikleri Ermenilerle Fransızlara karşı savundu. Bu yüzden Doğu Cephesinin kazanılmasından hemen sonra düzenli birliklerimizin Güney Cephesine değil Batı Cephesine kaydırılmıştır. 20 Ekim 1921 Ankara Antlaşması ile cephe kapandı. (Sakarya Meydan Muharebe-si'ni kazanmamızın ardından)

Batı Cephesi: Balıkesir ve Alaşehir kongrelerinde Yunanlılara karşı kurulan cepheye Ali Fuat Paşa atandı (Sivas kongresince). Böylece bir Kuvay-i Millîye Birliği de İzmir'in işgaline karşı kuruldu.

Güney Cephesi: Düzenli birliklerden yardım alınmadan Kuvay-i Millîye birlikleri Ermenilerle Fransızlara karşı savundu. Bu yüzden Doğu Cephesinin kazanılmasından hemen sonra düzenli birliklerimizin Güney Cephesine değil Batı Cephesine kaydırılmıştır. 20 Ekim 1921 Ankara Antlaşması ile cephe kapandı. (Sakarya Meydan Muharebe-si'ni kazanmamızın ardından)

Batı Cephesi: Balıkesir ve Alaşehir kongrelerinde Yunanlılara karşı kurulan cepheye Ali Fuat Paşa atandı (Sivas kongresince). Böylece bir Kuvay-i Millîye Birliği de İzmir'in işgaline karşı kuruldu.

Sonuç: TBMM'yi ilk kez bir büyük devlet resmen tanımış oldu.
3. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (1921 Anayasası) Kabul Edildi.
Yeni kurulan Türkiye'nin ilk resmli anayasasıdır.
4. İstiklâl Marşının Kabulü
Böylece, yeni kurulan Türkiye Devleti'nin Milli Marşının da kabulüyle bir devletin kurulması tamamen gerçekleşmiştir.

II. İNÖNÜ ZAFERİ (1921)Zafer sonucunda halkın Millî Mücadeleye ve TBMM'ye olan güveni daha da artmıştır.
Sonuç: İtalya işgal ettiği yerlerden çekilmiştir.

Kütahya - Eskişehir Savaşları (10-14 Temmuz 1919): Sonucunda;* Türk ordusu Sakarya Nehri'nin doğusuna çekilmiştir. Kütahya - Afyon - Eskişehir Yunanlılar'ın eline geçti.
Hükümet merkezinin Kayseri'ye taşınması gündeme geldi.
Sakarya Meydan Muharebesi ve Hazırlıkları (23 Ağustos -12 Eylül 1921): Mustafa Kemal olağanüstü yetkilerle üç aylığına başkomutan seçildi. Meclisin yasama, yürütme yargı yetkileri sürdü, ayrıca Mustafa Kemal 7 - 8 Ağustos 1921'de Tekalif-i Millî'ye emirlerini yayınladı. (Ordunun tüm ihtiyaç duyduğu malzemelerin halktan istenmesi ve toplanmasına gidildi). Zafer sonucunda savunma sırası Yunanlılara geçti. 1683 II. Viyana Bozgunu'ndan beri süren geri çekiliş sona erdi.
Zaferin siyasi sonuçları: Fransızlarla Ankara Antlaşması imzalandı. Azerbeycan, Gürcistan, ve Ermenistan'la Kars Antlaşması imzalandı. Mustafa Kemal'e gazi ve mareşallik unvanı verildi. "Hatt-ı müdafa yoktur, sath-ı müdafa vardır" emri bu savaşta verildi.

BÜYÜK TAARRUZ VE BAŞKOMUTANLIK MEYDAN SAVAŞI (26 Ağustos - 9 Eylül 1922)Amacı düşmanı yurttan tamamen çıkarmaktı. Sonuç: Osmanlı Rumların karşı taarruza geçmesinin ardından dağılan Rumlar Dumlupınar da yakalanmış ve imha edilmiştir. Kaçanlar denize dökülmüştür. Yönümüzü istanbul'a çevirmemiz üzerine itilaf Devletleri çekinmiş ve barış istemiştir.
Önemi, Kurtuluş Savaşı sona erdi. Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı.

Mudanya Ateşkes Antlaşması (11 Ekim 1922)Askerî zaferi tamamlayan siyasî bir zaferdir. Doğu Trakya ve istanbul tek kurşun atılmadan alınmış Batı Cephesi kapanmıştır.
BÜYÜK TAARRUZ VE BAŞKOMUTANLIK MEYDAN SAVAŞI (26 Ağustos - 9 Eylül 1922)
Amacı düşmanı yurttan tamamen çıkarmaktı. Sonuç: Osmanlı Rumların karşı taarruza geçmesinin ardından dağılan Rumlar Dumlupınar da yakalanmış ve imha edilmiştir. Kaçanlar denize dökülmüştür. Yönümüzü istanbul'a çevirmemiz üzerine itilaf Devletleri çekinmiş ve barış istemiştir.
Önemi, Kurtuluş Savaşı sona erdi. Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı.

Mudanya Ateşkes Antlaşması (11 Ekim 1922)Askerî zaferi tamamlayan siyasî bir zaferdir. Doğu Trakya ve istanbul tek kurşun atılmadan alınmış Batı Cephesi kapanmıştır.

TBMM'NİN AÇILMASI

TBMM'NİN AÇILMASI (23 Nisan 1920)
Açılma nedeni: 
Mebuslar Meclisinin kapanması. Önemi ve özellikleri:
Meclis hükümeti sistemi vardır. Yani meclis başkanı hükümetin de başkanıdır. Olağanüstü yetkilere sahip bir ihtilal meclisidir.Kurucu meclis özelliği taşır.
Kuvvetler birliğine dayanır. (Yasama - yürütme - yargı tek elden yapılır.)
TBMM üstünde kuvvet yoktur denerek İstanbul Hükümeti yok sayılmıştır.
Böylece yeni Türk Devleti kesin olarak kuruldu.
Yorum: TBMM ile cumhuriyete ilk adım atıldı.
1921 ANAYASASI (20 Ocak 1921)Kurucu Meclis özelliği taşır.
Kuvvetler birliğine dayanır (yasama, yürütme, yargı). Lâik bir anayasa değildir. (Resmi din, islam-dır maddesiyle) Temel hak ve özgürlükler yoktur.
Sonuç: istanbul Hükûmeti'nin tepkisi sert oldu. Mustafa Kemal ve arkadaşları idama mahkûm edilirken, Kuvay-i Millîyeciler vatan haini ilân edildiler.

TBMM'ne karşı ayaklanmalar: İngilizlerin, İstanbul Hükûmeti'nin kışkırtmaları, azınlıkların çalışmaları, Kuvay-i Millîye'nin düzensiz hareketleri isyan nedenlerindendir.
1. İstanbul Hükümeti'nin Çıkardığı İsyanlar:a. Kuvay-ı İnzibatiye İsyanı: Padişah'ın özel askerleri tarafından, Balıkesir bölgesinde çıkmıştır.Ali Fuat Paşa tarafından bastırılmıştır.
b. Anzavur isyanı: İsyan Adapazarı civarında çıkmış olup, Çerkeş Ethem tarafından bastırılmıştır.

2. İstanbul Hükümeti ve İtilaf Devletleri'ninOrtaklaşa Çıkardığı İsyanlar:
Adapazarı, Hendek, Bolu, Düzce, Yozgat, Afyon, Konya, Bozkır, Dozkırı... gibi yerlerde çıkarılmıştır.
a. Kaçgiri isyanı b. Milli Aşireti İsyanı c. Şeyh Eşref İsyanı gibi isyanlarla

3. Önce Kuvay-ı Milliye Yanlısı Olup Ardından İsyan Edenler:a. Çerkeş Ethem İsyanı: Düzenli ordunun başına geçmeyi hedefliyordu. Olmayınca düzenli orduya katılması istenince isyan etmiştir. Halbuki daha önce Anzavur Ayaklanmasını bastırmıştı.
b. Demirci Mehmet Efe İsyanı: Düzenmi orduya katılması istenince isyan etmiştir. Halbuki daha önce Anzavur Ayaklanmasını bastırmıştı.Daha önce Ege'nin savunması için uğraşmıştı.

4. Azınlıkların Çıkardığı İsyanlar:a. Rumların çıkardığı isyanlar: Karadeniz'de Rum devletini tekrar kurmak için ve Ege'yi Yunan Devleti'ne katmak için
b. Ermeniler'in çıkardığı İsyanlar: Doğuda bağımsız Ermeni Devleti kurmak için.
TBMM'nin Ayaklanmalara Karşı Aldığı Tedbirler:*İstiklâl Mahkemelerini kurdu.
Hiyanet-i Vataniye Kanunu çıkarıldı. Ankara müftüsünden İstanbul Hükümeti'nin çıkardığı fetvaya karşı fetva çıkarılarak İstanbul'la haberleşme kesildi.

Sonucunda;Ayaklanmalarla uğraşırken düşmanın ilerleyişi hızlandı.
Ayaklanmaları bastırınca TBMM Anadolu'ya hâkim ve tek güç hâline geldi. Düzenli ordunun kurulması hızlanmıştır.Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması gecikmiştir.

KURTULUŞ SAVAŞI'NA HAZIRLIK DÖNEMİ

KURTULUŞ SAVAŞI'NA HAZIRLIK DÖNEMİMondros Ateşkes Antlaşması imzaladığı sırad Suriye cephesinde olan Mustafa Kemal, İstanbul' geldi, bir süre sonra Samsun ve Doğu Karade niz'de Rum - Türk çatışmalarını önlemek amacıyl 9. Ordu Müfettişi olarak gönderildi. Samsun'a ç kınca halkı işgallere karşı milli bilinci uyandırma için Havza'ya geçti.

HAVZA GENELGESİ (28 MAYIS 1919)Mustafa Kemal tüm idarecilere (askeri ve sivi gönderdiği telgrafta yurdumuzun işgal altında o duğu ve halkın işgallere karşı protesto ve mitine lerle organize edilmeleri istenmiştir.

AMASYA GENELGESİ (22 Haziran 1919)
Maddeleri
Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tel likededir.
*İstanbul Hükümeti galip devletlerin etkisi altıı da bulunduğundan yüklendiği sorumluluklar gereğini yerine getirememektedir. Bu duru milletimizi yok olmuş tanıtıyor.
Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve k rarlılığı kurtaracaktır.
* Milletin kararını verebilmesi için her türlü e ve denetimden uzak kendi kendine rahat davranabilen bir kurul oluşturulacaktır.
* Bunun için herkesin güvenini kazanmış üç k seçilecektir.
Bu temsilciler Anadolu'nun en güvenli yeri ! vas'a gizlice geleceklerdir.
Amasya Genelgesi ile, Kurtuluş Savaşı'nın amacı, gerekçesi ve yöntemi belirlenmiştir. İlk defa milli egemenlikten söz edilmiş ve İstanbul Hükümetine ve işgallere karşı çıkılması istenmiştir. Bu belge yayınlandıktan sonra Mustafa Kemal geri çağrılmış, gitmemiş ve askerlikten istifa etmiştir.
YORUM: Mustafa Kemal gelecekte yapacağı devrimin ilk sinyallerini vermiştir

ERZURUM KONGRESİ(23 Temmuz - 7 Ağustos 1919)Doğu Anadolu'da Ermeni devletinin kurulmasına engel olmak isteyen Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tarafından düzenlendi. Bu yüzden toplanış şekli bölgeseldir. Ancak; aldığı kararlar bütün yurdu ilgilendirdiğinden millidir.

Kararları: Millî sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz. (Misak-ı Millî'nin Temeli atıldı.) Manda ve himaye kabul edilemez.Azınlıklara toplumsal dengemizi bozucu ayrıcalıklar verilemez. Kuva-i Millîye'yi amil, millî iradeyi hâkim kılmak esastır.Doğu illerinin ve bütün vatanın bağımsızlığını Osmanlı Hükümeti sağlayamazsa bunun gerçekleşmesi için geçici bir hükümet kurulacaktır.Bu kongrede ilk kez bir hükümetin kurulması gerekliliğinden söz edilmiştir. Doğu illerinin birliği de sağlanmıştır. Millî bir kongre hazırlıklarını yapmak üzere Temsil Kurulu seçildi. Başkanı da Mustafa Kemal oldu. İlk defa manda ve himaye reddedilerek azınlıklara haklar verilemiyeceği belirtildi.

BALIKESİR VE ALAŞEHİR KONGRELERİ (1919)Bölgesel olan bu kongreler, Yunan işgallerine karşı alınacak tedbirleri görüşerek, Batı Cephe-si'nin kurulmasını kolaylaştırdı.

SİVAS KONGRESİ (4 - 11 Eylül 1919)Toplanmasına Amasya Genelgesinde karar verilmiştir. Kongreyi engellemek isteyen istanbul Hükümeti Mustafa Kemal'i tutuklama kararı çıkarttı, şehrin Fransızlar tarafından işgal edileceğini yaydı ve Elazığ Valisini kongreyi engellemesi için görevlendirdi. Buna tepki olarak i^tınbul hükümeti ile ilişkiler kesilince Damat Ferit Paşa Hükümeti istifa etti. Ali Rıza Paşa Hükümeti kuruldu.

Kongrenin Önemi;Erzurum Kongresi'nde alınan kararlar aynen kabul edilerek tüm yurdu kapsayacak şekilde genişletildi. Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti adı altında tüm cemiyetler birleştirildi. Böylece Milli Mücadele tek elden yönetilecekti. Millet adına söz söyleme yetkisi Temsil Heye-ti'ne verildi.Milli Mücadele'nin resmî yayın organı İrade-i Millîye gazetesi çıkarıldı. Manda ve himaye kesin olarak reddedildi. İstanbul Hükümeti Anadolu'ya hakim değil tâbi olacağı belirtildi.
Temsil Heyeti ilk yürütme yetkisini Ali Fuat Pa-şa'ya Batı Anadolu'daki Kuvay-ı Millîye komutanlığına atayarak kullandı. Manda ve himaye kabul edilemez.
Mısak-ı Milli tekrar kabul edildi.

AMASYA GÖRÜŞMESİ (Ekim 1919)Yeni kurulan Ali Rıza Paşa hükümeti, Anadolu hareketini daha kolay kontrol etmek için, irtibat kararı aldı. Osmanlı Hükümeti adına Bahriye Nazırı Salih Paşa ile Mustafa Kemal arasında gerçekleşmiştir. Önemi, Amasya Görüşmesi ile Osmanlı Hükümeti Anadolu hareketini (Temsil Kurulu) resmen tanımıştır.

Amasya Görüşmelerinde Alınan Bazı Kararlar:Türk topraklarımız her türlü tehlikeye karşı korunacak.
* Azınlıklara daha fazla imtiyaz verilmeyecektir. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-ı Hukuk Cemiyetini İstanbul Hükümeti tanıyacaktır. Temsilciler kurulunun haberi olmadan düşmanla barış yapılmayacaktır.
* Meclis-i Mebusanın toplanması için Milletvekili seçimleri yapılacak.
* Meclis İstanbul'a toplanmayacak

ANKARA'YA TEMSİL KURULUNUN GELİŞİ (27 Aralık 1919)Ankara'nın batı cephesine olan yakınlığı, güvenilir oluşu, ulaşım ve haberleşme imkanının elverişli olması, nedeniyle geldi. Böylece Ankara Milli Mücadele'nin merkezi oldu.

Son Osmanlı Meclis-i Mebusan'ın Açılması (12 Ocak 1920)Mustafa Kemal istanbul işgal altında olduğu için başka bir ilde toplanılmasını istemiştir ancak İstanbul'da toplanmıştır. Mustafa Kemal İstanbul'a giden milletvekillerinden Müdafa-i Hukuk grubunu kurmalarını, kendisini Meclis başkanı seçtirmelerini ve Misak-ı Millî'yi kabul etmelerini istedi. Milletvekilleri meclis başkanı seçtiremediler, Müdafa-i Hukuk grubu yerine Felah-ı Vatan grubunu kurdular, ama Misak-ı Millî'yi kabul ettiler.

MİSAK-I MİLLÎ (28 Ocak 1920)* Millî sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz.
*Türklerin çoğunlukta olduğu yerler Türk hâkimiyetinde kalacaktır.
Arap topraklarının geleceği bölge halkının yapacağı serbest seçimle belirlenecektir. Kapitülasyonlar kaldırılmalıdır (Milli Mücadelede ilk defa kapitülasyonlar rededildi).
Önemi; Kabul edilmesi İstanbul'un resmen işgaline, Meclisin işgalci güçler tarafından basılıp dağıtılmasına neden oldu (16 Mart 1920). Mebu-san Meclisi kapanınca TBMM'nin açılmasına zemin hazırladı. Mustafa Kemal'e Millî Mücadeleyi padişah adına da yürüttüğünü söyleme imkânı verdi.